Pazarlama çok komplike, çok akıl karıştırıcı ve jargonlarla dolu bir hal almıştır. Pek çok şirkette pazarlama işi, farklı fonksiyonlara sahip gruplar tarafından yerine getiriliyor. Birkaç isim vermek gerekirse: Reklam, ürün geliştirme, ürün tasarımı, tüketici araştırmaları, satış geliştirme ve halkla ilişkiler.
Bu farklı fonksiyonlarda ki grupları koordine ve entegre etme, başlı başına önemli bir iş haline gelmiştir. Pazarlama, şirkette ki itici güç olarak kendi vaatlerini yerine getirmeye çalışsa, başka bir ifadeyle, kendisine odaklanmış olsa, pazarlama süreci de daha basitleşmiş olurdu.
Pazarlama, muhtemel tüketicinin zihninde marka inşa etmek demektir. Güçlü bir maka inşa edebilirseniz, güçlü bir pazarlama programınız da olacaktır. Yapmazsanız, bütün o reklamlar, fantezi ambalajlar, satış geliştirme ve halkla ilişkiler etkinlikleri hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olmayacaktır.
Pazarlama, bir şirketin iş dünyasında yaptığı şeydir. Pazarlama, bir şirketin nihai hedefidir. İşte bu nedenle şirkette ki herkes, pazarlama ile ve dahası spesifik olarak markalamanın kurallarıyla ilgilenmek zorundadır.
Bütün bir şirket pazarlama departmanı olursa, tüm şirket marka yönetimi departmanı olmuş demektir.
Mantıksız görünmesine rağmen, pazarlama kavramının gündemden düştüğünü ve markalama denilen yeni bir kavramın pazarlamanın yerini aldığını gözümüzde canlandıralım.
Bu trendi hızlandıracak olan satışların düşmesidir. Bir meslek ve fonksiyon olarak satıcılık, ağır ağır batan titanik gibidir. Bugün çoğu ürün ve hizmetler satılmamakta, satın alınmaktadır. Markalama işte bu süreci büyük ölçüde kolaylaştırmaktadır. Markalama ürün ve hizmetin kullanıcıya "ön-satışını" sağlar.Markalama bir şeyler satmanın çok daha basit ve etkili bir yoludur.
" Hiç kimse hiçbir şey satmazsa hiçbir şey olmaz " diyen o eski ifade bugün yerini yeni bir slogana bıraktı: " Kimse bir şeyi markalamazsa, hiçbir şey olmaz ".
Raflarda markaların yarattığı bir süpermarketi ya da mağazayı düşünün. Müşteriler farklı markalar arasında tercihler yaptıkça, sayısız satın alma eylemi gerçekleşir. peki ama satış ? Satış bunun neresinde ?
Satış markanın içindedir. Bu multimedya çağında, ürünün arkasına atılan garanti imzası, artık satıcının kişisel tavsiyelerinden çok, marka ismiyle temsil edilmektedir.
İş dünyasında sismik bir kayma yaşanıyor. Satmaktan, satın almaya doğru bir yönelim var. Markaların yükselişi bu yönelimi güçlendiriyor ve hareketlendiriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder